Önce Sağlık
ÖNCE SAĞLIK
Günlük yaşamda sağlık konularıyla ilgili sohbetler sırasında sıkça “Önce sağlık” ; “Her şeyin başı sağlık” gibi deyimlerin kullanıldığını duyarız. Bu deyimler artık benim için bir temenni olmanın çok ötesinde, gerçeğe dönüştü. Çünkü 11 Mart 2016 günü geçirdiğim bir büyük ameliyat sonrası sağlığıma yeniden kavuştum. Önümde uzun soluklu, değişik bir yaşam şekli beni bekliyor. Buna da alışacağım ve zorluklarını aşacağım. Bu ayın köşe yazısı gerçekte bir teşekkürname olacak.
2013 Ekim ayı itibariyle ilk uyarılar Aile Hekimim Uzm.Dr.Yakup Fuat Türen'den geldi. Onun bu yönlendirmesi sonucu prostat tedavisine başlandı. İlk tanı ve tedavi, İ.Ü.İstanbul Tıp Fakültesi Androloji Anabilim dalı'nda Prof.Dr.Ateş Kadıoğlu tarafından başlatılmış oldu. Daha sonra uzmanlık alanı üroonkoloji olan Prof.Dr.Süleyman Ataus ile bir aile yakınımız sayesinde tanıştık ve tedavi sürecine Süleyman Bey ile devam ettik. Prof.Dr.Süleyman Ataus’un istediği tetkikler sonucunda prostat bölgesinde radyoterapi tedavisi uygulanmasına karar verildi ve böylece Florence Nightingale (Gayrettepe) Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzm.Dr.Gül Alço ile radyoterapi tedavisinin planlanmasına başlandı. Burada yapılan tetkikler sırasında Uzm.Dr.Gül Alço’nun şüphelenmesi sonucunda istediği inceleme ile mesanede de büyük bir tümörün olduğu ortaya çıktı. Bu da bir erken teşhisti ve şanslıydım. Bunun üzerine prostat tedavisi bir süre ertelendi ve önceliği mesane tedavisi almış oldu. Bundan sonraki tedavi süreci Ataus tarafından düzenlendi. Nihayet ameliyata karar verildi. 11 Mart 2016 Cuma günü sabahı bu ameliyata başlandı. Ameliyat ekibi şöyle oluşmuştu : Prof.Dr.Süleyman Ataus, Op.Dr.Necati Arici ve Prof.Dr.Oktay Demirkesen. İstanbul Cerrahi (Beşiktaş-Fulya) Hastanesinde ameliyat sonrası 10 gün kalındı. Bu süre içinde tedavinin her aşamasını Prof.Dr. Süleyman Ataus ve Op.Dr.Necati Arici yakınen takip etti. Hastaneden taburcu olduktan sonra her hafta Prof.Dr.Süleyman Ataus’un kontrolünde iyileşmeye devam ediyorum.
Öncelikle mesane tümörünün ortaya çıkmasında anahtar rolü olan ve hayatıma yıllar ekleyen
Uzm.Dr.Gül Alço’ya,
Ameliyatlarımı ve tedavi sürecimi hem mükemmel bir cerrah ve doktor olarak başarı ile gerçekleştiren hem de bu süreçte sıcak, samimi ve sabırlı yaklaşımı ile psikolojimi devamlı ayakta tutan
Prof.Dr.Süleyman Ataus’a
en içten teşekkürlerimi sunuyorum.
Ameliyatımın başarı ile gerçekleşmesini sağlayan Prof.Dr.Oktay Demirkesen ve Op.Dr.Necati Arıcı’ya ayrıca tek tek teşekkür ederim.
Ayrıca hastalığımın başlangıcından itibaren beni yakından izleyen, gerekli tıbbî açıklamaları yaparak rahatlamamı sağlayan ve moral değer oluşturan yeğenlerim Op.Dr.Nurettin Cengiz'e ve Uzm.Dr.Pınar Cengiz'e ve son olarak eczacım Ali Parmaksızoğlu'na tek tek teşekkür ediyorum.
Bu konunun bir de isimsiz kahramanları var ... Bu tedavi süresince bir çok sağlık ünitesinden hizmet aldım, bir çok makineye girdim, çıktım. Bu ünitelerde görevli bir çok sağlık personeli bana hizmet vermiş oldu. Son olarak, ameliyat olduğum İ.C.Hastanesi 6.Kat 1601 numaralı odada geçirdiğim 10 günlük ameliyat sonrası bakım sırasında katkı veren bütün hemşire ve hastabakıcıları anmadan geçmem olanaksız. Hepsine ve yukarıda andığım sağlık personeline teşekkür ediyorum.
Gelelim bize ...
Başta sevgili eşim P.Nigâr Aksoy ve iki melek kızım Alev Gülsün ve Neşe Aksoy'a da teşekkür etmek istiyorum ama bu kocaman teşekkür için bir sözcük bulmaya çalışıyorum, bulamıyorum. Bu zor durumlarda bir aile olmanın en güzel örneklerini verdiler. Ayrıca damadım, torunlarım, ablalarım, yeğenlerim, kuzenlerim, akraba ve hısımlarım, kışlık ve yazlık komşularım, arkadaşlarım, meslekdaşlarım, öğrencilerim ve diğer tanıdıklarım bütün bu süreçte en yakınımda oldular, aradılar, ziyaret ettiler, destek verdiler. Böylece, adeta bir sevgi çemberi oluşturdular. İşte ben bu ortamda tedavimi sürdürdüm ve iyileştim. Yukarıdan beri andığım herkese gönül dolusu teşekkürler...